Panel, Sarıyer Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile Rotary Kulübü 2420. Bölge Guvarnörlüğü’nün ortaklığında yapıldı. Panelde, suyun insan hayatındaki önemi konuşuldu. Su kıtlığı ile ilgili bilgi veren uzman konuşmacılar, ülkenin 2025 yılında ciddi bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağının altını çizdi. Rotary Kulübü 2420. Bölge Guvarnörlüğü adına bir konuşma yapan Avukat Kaan Kobakoğlu, “Günümüzde temiz su ve hijyen koşullarına ulaşılması gelişmekte olan ülkelerde hala bir sorun durumundadır. Temiz su kaynakları ne yazık ki azalmaktadır. Bu ne yazık ki su kıtlığının başlangıç aşamasıdır. Dolayısıyla su tasarrufu çok önemli bir konu olarak karşımızda bulunmaktadır” dedi.

"Suyun korunması gerekli"

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de suyun korunması gerektiğinin altını çizdi. Suyla ilgili tarihte çok önemli savaşlar olduğunu anımsatan Genç, "Sürdürebilirliği bir kere temel olarak bilmemiz gerekiyor ki suyun nasıl korunması gerektiği konusunda da bilinçlenelim. Biz elimizdeki suyun kontrol edilmesi anlamında ne yapabiliriz bunun üstünde durmamız lazım. Suyumuzu hor kullananlara dur demeyi kendinize bir görev olarak almalısınız” şeklinde konuştu. 

"Suyun kıymetli hale gelmesindeki en önemli etken nüfus artışı"

İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen de panel kapsamında ‘Küresel Isınma ve Akıllı Şehirler’ başlıklı bir sunum yaptı. Suyun kıymetli hale gelmesindeki en önemli etkenin nüfus artışı olduğuna dikkat çeken Şen, “Suyun yok olmasının çevriminden kaynaklanan bazı nedenlerden doğduğunu biliyoruz. IPCC 4. İklim Raporu’na göre, bizim şu anki küresel ısınma ve afetleri 2040’larda yaşamamız gerekiyordu ama bu gelişmeleri çok erkenden yaşamaya başladık” diye konuştu. 

"Türkiye'de kaynakların sadece yüzde 25'i kullanılabiliyor"

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Çevre Teknolojileri Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Günay Kocasoy ise ‘Sınırı Aşan Sular’ başlıklı bir sunum yaptı. Kocasoy, şunları söyledi: “Beynimizin yüzde 70’i su, kanımızın yüzde 80’i su. İşte bu yüzden su bizim için bu kadar önemli. Şu an dünyayı kaplayan suların sadece yüzde 1’i kullanılabilir, bunların ise sadece çok azı içilebilir su. Türkiye’de ise kaynaklarımızın sadece yüzde 25’i kullanılıyor. Enerji üretimi için hovardaca kullanılan sularımız gittikçe yok olmakta. GAP projesi yapılırken birçok engelle karşılaştık. Suyun paylaşımında muhakkak bir engelle karşılaşıyoruz. BM raporuna göre 2025 yılında Türkiye çok ciddi bir su kıtlığı çekecek."