11Akdağlar Şirketler Grubu’nun finans müdürü Aycan Akdağ, görev yaptığı firma kendi ailesine ait bile olsa çok disiplinli hareket edip, görevini en iyi şekilde yapmaya gayret ettiğini belirtti.

Yönetim Kurulu Başkanı olan babası Mehmet Akdağ’ı her yönüyle örnek aldığını belirten Aycan Akdağ, “Babam hayatımda örnek aldığım insanların başında geliyor. Çalışma disiplini, ailemize olan bağlılığı, kararlığı, ileri görüşlülüğü, ticari zekası ve sayamayacağım bir çok sebepten dolayı Mehmet Akdağ benim idolümdür” dedi.

Sarıyer Posta Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu’nun sorularını yanıtlayan Aycan Akdağ çalışma yaşamı ile ilgili önemli bilgiler verip, hedeflerini anlattı…

3-Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?

-1982 İstanbul doğumluyum. San Francisco’da Dominican University uluslar arası işletme ve psikoloji bölümü mezunuyum. Daha önce proje bazlı demir ihracatı, bitüm gibi birçok işin genel müdürlüğünü yaptım. Şu anda Akdağlar Şirketler Grubu’nun finansal müdürüyüm.

-Akdağlar Madencilik hakkında bize genel bir bilgi verir misiniz?

-Yaklaşık 80 yıldır faaliyet gösteren bir aile şirketiyiz. Ana iş kolumuz madencilik. Bunun yanı sıra inşaat, asfalt, kum, enerji ve dış ticaret konularında da faaliyet gösteriyoruz.

Her geçen yıl faaliyet alanlarımızı genişleterek Türkiye'nin çeşitli yerlerinde büyük hacimli kazı, dolgu, dekapaj, yol ve agrega üretimini gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin en büyük demir ihracatçısıyız. İş geliştirme fırsatlarına açık, aktif, dinamik, potansiyeli büyük bir grubuz.

-Sizce aile şirketi olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?

-Avantajlarını sayacak olursam ilk söyleyeceğim şey aile şirketlerinin en güçlü yönünün hızlı karar verebilmeleri olur. Çünkü paylaşılan ortak geçmiş, değer yargıları, karşılıklı güven ve etkin iletişim, karar ve uygulamada süratli olmayı sağlıyor bizlere. Aile şirketleri, diğer şirketlerde olduğu gibi şirketin kendi içerisinde yarattığı bürokratik engellere takılmıyor. Yönetim kurulunun toplanması ve karar alması gibi yürütülen süreç bizde çok daha hızlı gelişiyor ve bu da diğer rakip firmalardan bizi bir adım öne geçiriyor. Diğer bir avantaj olarak sayabileceğim şey ise küçük yaştan itibaren işle ilgili pek çok bilgiye sahip olduğumuzdan, iş süreçlerini kolaylıkla öğreniyoruz ve bu nedenle işletmeye uyum sorunu yaşamıyoruz.

Dezavantaj olarak da aile şirketlerinin kurumsallaşma aşamasında diğer şirketlere göre daha zor ve sancılı bir dönem geçirmesini söyleyebilirim.

-Çalıştığınız sektörle ilgili olumsuzluklardan bahseder misiniz?

En büyük sıkıntımız izin konusu. Alt yapımız hazır olduğu halde yatırımlar bürokratik engellere takılıyor. İnşaat sektöründe de maden sektöründe de aynı problem var.  Bütün altyapıyı hazırlayıp, izinlerimizi alıyoruz. Rezervin olduğu ormanlık alana geldiğimizde karşımıza Orman Bakanlığı çıkıyor. İki günde alınabilecek izinleri iki senede alamıyoruz. Bilinçli ya da bilinçsiz şekilde birçok problem önümüze çıkarılıyor. Bir taraftan izin alırken diğer taraftan çalışmalarımız durduruluyor. Bu durum yatırımcıyı da engelliyor, bir iznin alınmasının 8 yıl sürmemesi gerektiğini düşünüyorum.

-Kısa ve uzun vadede hedefleriniz nelerdir?

-Babam Mehmet Akdağ ve amcam Eyüp Akdağ’ın omuzlarındaki yükü bir nebze olsun hafifletmek istiyorum. Amcam ve babam yaklaşık 35 senedir aktif olarak çalışma hayatının içindeler. Kısa vadede gerçekleştirmek istediğim planlarımın arasında öncelikle, amcam ve babama biraz daha fazla tatil imkanı sunmak istediğimi söyleyebilirim. Onların da benden beklentileri bu yönde.

5 yıl içindeki hedefimiz şirketimizin holdingleşmesidir. Bunun için gereken finansal altyapıyı hazırlıyoruz. Uzun vadedeki en önemli hedefimiz olarak da bunu söyleyebilirim.

-Eğer Akdağ soyadını taşımasaydınız şu anda Akdağlar Şirketler Grubu’nun finansal müdürü olabilir miydiniz?

-Dürüst olmak gerekirse eğer Akdağ soyadını taşımasaydım şu anda bulunduğum göreve gelmem için en az 6-7 sene daha çalışmam gerekirdi. Ama bu demek değil ki ben bu işin hakkını veremiyorum. Bana verilen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum ve şimdiye kadar herhangi bir hayal kırıklığı yaşatmadım. Umarım bundan sonra da böyle devam eder.

-İş dünyasında başarılı olabilmek için sizce neler gerekli? Yetenekli veya zeki olmak bir iş adamının başarılı olabilmesi için yeterli mi?

-Düzenli aile yaşamı ve hedeflerin büyük olması gerekir. Çünkü hedefiniz ne kadar büyük olursa başarınız da o kadar büyük olur. İşe geliş gidiş saatinin belli olması gerektiğine inanıyorum. Burası benim işyerim istediğim saatte gelirim mantığıyla hareket ederseniz iş disiplini sağlayamazsınız ve ne kadar zeki ne kadar yetenekli olursanız olun yaptığınız işi severek yapmazsanız başarıyı yakalayamazsınız.

- Kaç yaşından beri iş hayatının içindesiniz?

-22 yaşından beri aktif olarak çalışma hayatının içindeyim. Bunun öncesinde de babam ve amcam nedeniyle çocukluktan itibaren ister istemez iş yaşamına bir şekilde dahil oluyordum. Aslında sektörel anlamda tecrübe kazanmaya çekirdekten başladım diyebilirim.

2-Okulda aldığınız eğitimle iş yaşamınız birbirine uyum sağlıyor mu?

-Ben uluslar arası işletme ve psikoloji mezunuyum. Okuduğum bölümler yapmış olduğum işle tabi ki birebir örtüşmüyor. Hiçbir meslek grubunda teoriyle pratiğin tamamen uyuştuğuna inanmıyorum. Eğitim tecrübeyle harmanlandığı zaman en yüksek verim alınabiliyor. Aile şirketi olmanın en iyi yanlarından biri de bizlerin çekirdekten itibaren iş sürecini öğrenmemiz ve uyum sorunu yaşamamız.

-Babanız ya da amcanızla iş, eğitim ya da arkadaş hakkında çatışmalarınız oluyor mu?

-Çatışma değil ama ara sıra jenerasyon farkından dolayı bazı görüş ayrılıklarımız olabiliyor. Bunlar da çözüme kavuşmayacak konular değil, bir noktada uzlaşıyoruz.

-Özel hayatınızda ve meslek hayatınızda örnek aldığınız biri var mı?

-Babam hayatımda örnek aldığım insanların başında geliyor. Çalışma disiplini, ailemize olan bağlılığı, kararlığı, ileri görüşlülüğü, ticari zekası ve sayamayacağım bir çok sebepten dolayı Mehmet Akdağ benim idolümdür diyebilirim.

-İş ve sosyal hayatınız arasında denge sağlayabiliyor musunuz?

-İş ve sosyal hayat arasında denge sağlamak benim en zorlandığım konulardan birisi. Sosyal çevresi çok geniş biriyim. Bunun avantajlarını iş hayatında da görüyorum ama yeteri kadar sosyal çevreme zaman ayırabildiğimi düşünmüyorum. Spor yapmayı çok seven birisi olmama rağmen uzun zamandır spor yapmaya zamanım olmuyor.

-Babanız Mehmet Akdağ ile daha önce yaptığımız röportajlarda kendisi Sarıyer Spor Kulübü Başkanlığı yaptığı dönemde istediği hedefe ulaşamadığını ifade etmişti. Babanızın Sarıyer’i Süper Lig’e çıkartma hedefini siz gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz?

-Öncelikle belirtmeliyim ki babamın istediği hedefe ulaşamamasının sebebi kişisel değildi. Sizin de bildiğiniz gibi, babamın amacına ulaşamamasındaki asıl sebep Sarıyer’in lobileri tarafından engellenmesidir.

Sarıyer’in alt yapısında bir dönem futbol oynamış ve birçok maçına gelmiş biri olarak zamanı geldiğinde o günkü şartlara göre Sarıyer Spor Kulübü Başkanı olmak isterim. Başkan olmak için olunmaz. Başkan olunacaksa da mutlaka üstlenilen görevi hakkıyla yürütmek için ciddiyetle zaman ayırıp, çalışmak gerekir. Ayrıca babamın yarım kalan hayalini tamamlamaktan da onur duyarım.

-Teşekkür ederiz. Sarıyer Posta Gazetesi olarak iş hayatınızdaki başarılarınızın devamını dileriz.